Öncelikle holigan kavramını açıklayayım. Holiganlar, şiddeti ön planda tutan bir grup taraftara verilen isimdir. Bunun tersine, yani futbolu ön planda tutan ama şiddetten de kaçınmayan taraftarlara ultra adı verilir.
Dönelim Inter City Firm'e. ICF, özellikle 70'lerde ve 80'lerde aktif olan, bir çok grubun örgütlenmesiyle ortaya çıkan bir çatıydı. Bazı otoritelere göre ICF, aşırı sağcı ve ırkçı olarak lanse edilse de, bu grup içerisinde önemli roller üstlenen Cass Pennant tarafından yalanlandı.
Asıl konumuza, Green Street Hooligans'e gelelim. Harvard'dan atılan Matt, İngiltere'ye ablasının yanına gelir. Ablasının kayınbiraderi, ICF'in film versiyonu olan Green Street Elite'in önderidir. Onunla birlikte maça gider ve günler geçtikçe Matt, GSE'nin bir parçası, hatta Amerikalı olmasından dolayı GSE'nin marka yüzü haline gelir. Tüm ülke GSE'nin Yankee'sini konuşur.
Hooligans'in Gegengerade'yle paralellikleri var. Hatta aynı konuyu anlatıyorlar. Futboldaki sokak kavgaları. Fark şu: Holiganizm zaten yüzeysel, sadece şiddete odaklı bir kültür. Hooligans de bu kültürü gerçekçi şekilde aktarıyor. Ama Gegengerade tüm St. Pauli kültürünü yok sayıp sadece sokak kavgalarına odaklanıyor.
Hooligans, holiganizmi yakından tanımamıza da olanak sağlıyor. Yüzeysel bir kültür olsa da, şiddet gayet çekici bir hale geliyor. Ve grup içinde kurulan dostluklar, belki de Hobbitlerin dostluğu kadar kuvvetli bir dostluk.
En güzeli de onların senin arkanda olduğunu bilmen değil, senin onların arkasında olduğunu bilmek.
- Matt Buckner