Toplanın dostlar size haksızlığa karşı dik duran insanların başlarından geçeni anlatacağım. İşin ilginci bu olay Türkiye’den değil, ama ben anlattıkça gözünüzde Türkiye’de bir futbolcunun hakeme kırmızı kart çıkardığı malum olaylar canlanacaktır.
Bir ülke düşünün futbol dediğinizde anladıkları şey dünyanın geri kalanından farklı olsun. Sizce de garip değil mi?
Amerika’nın keşfinden sonra bu kıtaya en çok koloniyi yollayan Britanya bir şeyi unutuyordu, Futbolu da kolonilerle beraber göndermeyi. Öyle ki 1994 yılında Dünya Kupası Amerika’da düzenlenirken bile düzgün bir lige sahip değillerdi. 1996 yılında kurulan Major League Soccer (MLS) ile birlikte artık düzenli bir futbol ligine sahipler, yine de bu ülkede futbol halen popülerlik açısından çok gerilerde, ilk 4 sırayı ise Basketbol, Amerikan Futbolu, Beyzbol ve Buz Hokeyi alıyor.
Eduardo Galeano yazmış olduğu “Gölgede ve Güneşte Futbol” kitabını Calella de la Costa'da karşılaştığı çocuklara ithaf etmiştir. Nedeni ise futbol oynamaktan dönen çocukların dillerindeki “yensek de, yenilsek de, değişmez eğlencemiz futbol” şarkısıdır.
Yaşadığımız dünyada futbol üzerine anlatılabilecek milyonlarca hikâye vardır, ama bana göre en önemlileri futbolun yaşama dokunduğu noktalar üzerine ortaya çıkmış hikâyelerdir.